İnsan, sadece birkaç dakika için üzerinde yaşadığı dünyayı ve kendisine yaşam veren şeyleri dikkatlice düşündüğünde hayrete düşecektir. Devasa büyüklükte galaksiler barındıran bir boşlukta, uçsuz bucaksız büyüklükteki galaksilerden birinin içinde bulunan, yaşam için özel olarak var edilmiş bir gezegen üzerinde yaşamaktadır. Bu gezegen yani dünya uçsuz bucaksız boşluğun içinde hiç durmadan dönmekte evrendeki milyarlarca yıldızdan sadece biri olan Güneş yine aynı boşluk içinde yeryüzüne ışınlar yollamakta bu ışınlar sayesinde Dünya ısınmakta besin döngüsü, su döngüsü, azot döngüsü gerçekleşmekte, insan, hayvan, bitki ve mikroorganizmalarla birlikte kendisine sağlanan sayısız sebep vesilesiyle yaşayabilmektedir.
Milyonlarca milyarlarca detay bir araya getirilmiş, en güzel ve en kusursuz şekli ile insana sunulmuştur. Bu detayların her biri bir sanattır bir yaratılış harikasıdır. Allah insana yaşamı boyunca nimetler sunar. İnsan, her an kopyalanan DNA’sı, her an aldığı nefes, her an atan kalbi, her nefeste soluduğu oksijen ve her an hareket eden atomlar sayesinde yaşayabilmektedir. Dünyanın konumu , Güneş’in Ay’ın varlığı bunların Dünya’ya uzaklıkları Samanyolu galaksisi içindeki yerleri büyüklükleri , eğimleri, yörüngeleri, moleküller, atomlar insanın var olmasına uygun özel koşullarla yaratılmışlardır.
Muhteşem Bir Yaratılış Harikası: DNA
Ortalama 100 trilyon hücreye sahibiz. Sahip olduğumuz her hücrede birer tane DNA molekülü vardır. Bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bilgi bulunuyor. Bu bilgiler toplam 1 milyon sayfalık bir seri kitap oluşturabilirler. 1 milyon sayfalık kitap ise yaklaşık 1000 cilttir. Bu 1000 ciltlik eserin sayfalarını yan yana uzatırsak uzunluğu Kuzey Kutbundan Ekvator’a kadar uzanabilir. Bu muazzam bilgi , tek bir tırnağımız da, saçımızın tek bir telinde veya kolumuzun üzerindeki herhangi bir tüy de bulunan ” tek bir DNA’ya aittir”.
1000 ciltlik bir kitap, nasıl gözle göremediğimiz tek bir tüycüğün içinde saklanmış olabilir? Nasıl o tüycüğü meydana getiren tüm hücrelerde ayrı ayrı paketlenebilir, nasıl bizleri oluşturan tüm diğer hücrelerin içine sığdırılmış olabilir? Ne rastgele olayların ne insanın ne de teknolojinin bu hayranlık getirecek gücü olmadığı açıktır. Bu, bilimsel olarak da delillendirilmiş bir gerçektir. Bedenimizde taşıdığımız bu hayranlık uyandırıcı eser her şeyi dilediği gibi yapmaya gücü yeten Allah’a aittir.
Yaşamsal Tüm Faaliyetlere Vesile Olan Bir Detay: Enzimler
Hücre içinde reaksiyonların tümü enzimler tarafından gerçekleştirilir. Eğer bir insanın bedenindeki enzimler bir anda görevlerini yapmamaya başlarlarsa, onları tekrar eş zamanlı ve hızlı bir şekilde harekete geçirebilmek çok zordur. Enzimler kadar hızlı reaksiyonlar gerçekleştiren tek bir model bile meydana getirilememiştir. Bu gerçek gösterir ki bedenin içinde tüm kimyasal reaksiyonları başlatacak ve hızlandıracak üretim, kontrol, ve kopyalama gibi sayısız işlemi hatasız yerine getirecek bu mucize proteinlerin şuursuz olaylar sonucunda kendi kendilerine meydana gelmiş olmaları imkansızdır.
İnsana Ait Müthiş Bir Detay: Koku Alma Mucizesi
İnsan burnunda 1000 civarında değişik koku reseptörü vardır.İnsan 1000 değişik reseptörün kombinasyonlarıyla 10000’den fazla farklı kokuyu algılayabilir. Karanfili kokladığınızda o kokuyu algılamanızı sağlayan moleküller koku reseptörleriyle birleşir ve karanfile ait kodu oluşturur.Hafızanızda çoktan var olan bu kod kokladığınız şeyin karanfil olduğunu size tekrar hatırlatır.
Bu Sistem Olmasaydı Ne Olacaktı ?
Tatları algılama fonksiyonu koku alma duyusuyla bağlantılı olduğundan bozulmuş bir yiyeceği fark edip hemen ağzınızdan dışarı atmanızın sebebi çoğu zaman kokusudur. Eğer koku alma sistemimiz işlevini yitirseydi yediğiniz şeyin tadını da tam olarak alamayacak ve muhtemelen bu tehlikeyi fark edemeyecektik. Evimizde başlayan yangını dumanı görmeden fark edemeyecek etrafı saran yanık kokusunu asla anlayamayacaktık.
İnsan Gözündeki Mükemmel Detaylar
Gözümüze gelen ışık ışınları korneadan, gözbebeğinden, ve ardından da mercekten geçer. Buradaki ışığa duyarlı hücreler ışığı elektrik sinyallerine çevirir ve sinir uçlarına uyarı olarak gönderir. Retinaya ulaşan görüntü orjinale göre başaşağı durumda ve ters taraftadır. Ancak beyin bunu yeniden yorumlayarak görüntünün düz olmasını sağlar.Her iki gözden de ayrı ayrı görüntüler bakılan cisme ait tüm özellikleri toplar ve sonucunda beyin tek bir görüntü halinde görmemizi sağlar.Ve bütün bu işlemler saniyenin yalnızca onda biri kadarlık kısa bir süre içinde gerçekleşir.
Yeryüzündeki hiç bir teknoloji gözün başardığı işlemleri başaramamıştır. Bu mükemmel organın sırlarını anlayabilme çalışmaları sürekli olarak devam etmekte bize nasıl renkli bir dünya sunduğu anlaşılmaya çalışılmaktadır. Elbette ne birkaç santimetre büyüklüğündeki gözün ne de bu bu görüntünün oluşturduğu milimetrik bölgenin tek başlarına insan için renkli bir dünya oluşturabilme güçleri olamaz. Dışarıda var olan maddeyi gören ve beyinde yeniden yorumlayan ruhtur.
Kaynak : www.yaratilis.com