Orta Doğu’nun tansiyonu bir kez daha tavan yaptı. 23 Haziran 2025’te İran, Katar’daki El-Udeyd ABD Hava Üssü’nü ve Irak’taki ABD üslerini balistik füzelerle hedef aldı. ABD ve Katar kaynaklarına göre can kaybı yok; fakat İran saldırının “yok edici” olduğunu iddia etti. Peki bu gelişmeler ne anlama geliyor? İran gerçekten ABD’ye zarar verebilecek bir güce mi ulaştı? Mühendislik penceresinden baktığımızda, bu sorunun yanıtı artık teknik olarak “evet, bölgesel ölçekte” olabilir.
İran’ın Füze Kapasitesi

İran, uzun yıllardır balistik füze programına yatırım yapıyor. Özellikle Sejjil-2, Emad ve Khorramshahr gibi füzeler, 2.000 km’ye varan menzilleriyle Orta Doğu’daki tüm ABD üslerini vurabilir.
Yeni saldırıda kullanılan füzelerin sayısı 10 olarak bildirildi. Bu, İran’ın füzeleri sadece tehdit olarak değil, artık aktif operasyonel kapasiteyle kullandığını gösteriyor.
İran’ın füzeleri yüksek isabet hassasiyetine sahip değil; fakat bu zaaf, aynı anda çok sayıda füze atarak giderilmeye çalışılıyor. Bu taktik “doyurma saldırısı” olarak bilinir ve savunma sistemlerini aşmayı hedefler.
Füze Adı | Menzil (km) | Başlık Ağırlığı | Özellikler |
---|---|---|---|
Sejjil-2 | ~2.000 | ~750 kg | Katı yakıt, hızlı ateşleme |
Emad | ~1.700 | ~750 kg | Güdümlü, isabet geliştirilmiş |
Khorramshahr | ~2.000 | ~1.800 kg | Ağır başlık, düşük hassasiyet |
ABD’nin Hava Savunma Katmanları: Neden Beyaz Saray Bile Alarmdaydı?

İran’ın saldırısının hemen ardından sadece Katar’daki üsler değil, ABD’nin iç bölgelerinde de alarma geçildi. Beyaz Saray çevresindeki hava savunma sistemleri aktive edildi. Bunun nedeni sadece füze tehdidi değil; aynı zamanda İHA ve seyir füzeleri gibi düşük irtifalı tehditlerdir.
ABD’nin hava savunması, çok katmanlı ve entegre bir yapıya sahiptir. Bu yapı, SBIRS uydularından erken uyarı alır, ardından THAAD, Patriot, NASAMS ve C-RAM sistemleriyle tehditleri katman katman etkisizleştirir.
Bu saldırılar, İran’ın artık sadece potansiyel değil, aktif bir balistik tehdit haline geldiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle, bölgesel bir saldırı, ABD’nin stratejik doktrininde kıta içi savunmayı bile harekete geçiriyor.
Tablo 2 – ABD’nin Katmanlı Hava Savunma Sistemleri
Sistem | Tehdit Tipi | İrtifa | Kapsama Alanı |
SBIRS | Füze fırlatma takibi | Uzay tabanlı | Küresel |
THAAD | Balistik füze | Yüksek (150 km) | Orta Doğu, Asya |
Patriot PAC-3 | Balistik, seyir füzesi | Orta (45 km) | Üs koruması |
NASAMS | İHA, seyir füzesi | Alçak (~15 km) | Stratejik bölgeler |
C-RAM | Roket, mini İHA | Çok alçak (~3 km) | Üs içi savunma |
Dikkatle Analiz Etmeliyiz

İran hâlâ kıtalararası füze kapasitesine sahip değil. Ancak bölgede bulunan 9 ülkedeki ABD üslerini vurabilecek kapasiteye ulaşmış durumda.
Doyurma saldırıları, İHA takviyesi ve füze-İHA koordinasyonu gibi taktiklerle ABD’nin sofistike savunmalarını bile zorluyor. Bu durum artık mühendislik düzeyinde dikkate alınması gereken bir tehdit formudur.
Son saldırılar, İran’ın savunma değil artık “saldırı doktrini” üzerinden hareket ettiğini de gösteriyor. Bu da ABD’nin bölgedeki varlığını ciddi anlamda tehdit ediyor.